Uzun bir yaz dönemi bitti ve okullar açılıyor. Bir süredir gerek aileleri gerekse de çocukları okul heyecanı sarıp sarmalamış durumda. Hem bir heyecan var, hem de okula ilişkin endişeler…
Bu dönemde belki de en büyük zorluğu eğitim hayatına yeni başlayan aileler yaşamakta. “Çocuğumuz okula uyum sağlayabilecek mi?”, “ yaşıtları düzeyinde öğrenebilecek mi?”, “arkadaş edinebilecek mi?”, “öğretmeniyle iyi bir ilişki kurabilecek mi?” soruları ailelerin aklındayken, çocuklarda bilinmezliğin yarattığı kaygı, korku ve okula başlamanın yarattığı heyecan bir arada yaşanıyor.
Çoğu zaman okula uyumla ilgili yaptığım seminerlerde ifade ediyorum. Bir çocuğun kendini en rahat hissettiği yer genelde ailesinin yanıdır. Durum böyle olsa da çocukların hayran bırakan bir uyum yeteneği bulunmaktadır. Bu uyum yeteneğine okulun yarattığı avantajlarda eklendiğinde, evden daha az rahat hissettikleri bir ortam bile olsa, okul; keyifli, öğretici bir mekan haline gelebilir. Ancak “uyum” kısa sürede gerçekleşen bir süreç değildir. Süreç olarak ifade etmemizin nedeni gerçekten uyum için belirli bir zamana ihtiyaç duyulmasıdır. Ailelerin bu süreç içerisinde karşılaştıkları sorunları sakin, kararlı, anlayışlı bir tutumla karşılamalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Okulda beklenmedik bir problemle karşılaşılabilir, bu bazen bir akranla yaşanan sorun olabilir, bazen de okul hayatının kendine has güçlükleri… Her durumda ailelerin panik yapmadan, destek olduğunu gösteren bir tavır takınması çocuğun yaşananlara daha kolay çözüm bulmasını ve uyumunu kolaylaştırır.
Daha önce okul hayatına başlamış ve uzun bir tatil döneminden çıkan çocukların da yeniden okula alışma sürecinde birtakım zorluklar yaşadıklarını biliyoruz. Yaz döneminde yeniden şekillenen ve okulla genelde uyumsuz olan uyku düzeninin tekrar normalleşmesi bile zaman alabiliyor. Ya da bilgisayar, tablet, televizyon başında geçirilen zamanların azaltılması hem çocuk hem de anne-baba için çok zorlayıcı olabiliyor. Daha önceki yıllarda okulda büyük sorunlar yaşanmadıysa, akran ilişkileri iyiyse, çocukların yeniden uyumunun daha kolay sağlandığını hatta çocukların okula gitmek konusunda istekli olduğu gözleyebiliyoruz. Ancak geçmişte yaşanan olumsuz deneyimler bazı çocukların okul yaklaştıkça kaygılarının artmasına ve hatta ciddi isteksizlik ya da “okul reddi” göstermelerine neden olabiliyor. Okulun başlamasıyla birlikte çocukta davranış sorunları, karın ağrıları, mide bulantıları, sabah huzursuzlukları, yeme bozuklukları, öfke kontrolsüzlükleri, nedensiz ağlama ve tutturmalar okul kaygısının belirtileri olarak karşımıza çıkabiliyor. İlk defa okula başlarken gösterdiğimiz sabır, anlayış ve sakinliğe bu dönemde de ihtiyaç duyduğumuzu söylemeliyim.
Okul nasıl geçerse geçsin çocuklarımız eninde sonunda evlerine ve ailelerinin yanına dönüyorlar. Kendilerini güvende hissettikleri ev ortamında çocuklarımızla nitelikli vakit geçirmemiz, onlarla sohbet etmemiz, oyun oynamamız, ödevleri konusunda yardımcı olmamız, hem gün içerisinde yaşadıklarını bizlerle daha kolay paylaşmalarını hem de tüm bu süreci daha sorunsuz geçirmelerini sağlayacaktır. Ancak uygun tutum ve davranışlara rağmen çocukların okulla ilgili sorunlar yaşamaya devam etmesi durumunda, bir uzmana danışılmasının en doğru hareket olacağını düşünüyorum.
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı
Dr. Egemen Aktaş
Antalya