Sınav Kaygısı!

Yazar : Dr. Egemen Aktaş
Tarih : 17/09/2014

Stresten kaçmak mümkün değil.  Bazen artan bazen azalan düzeyde olsa da stres yaşantımızın her anında karşılaşabileceğimiz bir durum. Hatta çoğu zaman da koruyucu… Koruyucu çünkü, temel olarak tehlikeli bir durumdan ya da tehlikeli olarak “algılanan” bir durumdan uzaklaşmaya ya da mücadele etmeye yarayan faydalı bir araç işlevi görmekte… Örneğin tehlikeli durum vahşi bir hayvanın zarar verme olasılığı ise stres belirgin olarak işe yarıyor. Daha hızlı koşmamızı, ani kararlar verebilmemizi kolaylaştırıyor. Ya da bir sınav öncesinde belirli bir düzeyde yaşanılan stres, bu “tehlikeli” durumla mücadele etmemize, mesela öncesinde yeterince hazırlık yapmamıza yarıyor. Yine belirli bir düzeyde kaldığı sürece, daha önce edindiğimiz bilgilere ulaşmamızı ve dikkatimizi konuya odaklamamızı kolaylaştırıyor. Yani bize yardımcı oluyor. 

Stres bazı durumlarda, yani “belirli düzeyin” üstüne çıktığında işleri tersine döndürebiliyor, bildiğimiz bilgileri bile hatırlamamızı zorlaştırıp, kolaylıkla üstesinde gelebileceğimiz bir sınavı bizim için kabusa çevirebiliyor.

Konumuz sınavlarda herkesin belirli bir düzeyde yaşadığı stres değil, artık bir sorun haline gelmiş ve sınav performansını olumsuz etkileyecek boyutlara ulaşan “sınav kaygısı”…

Sınav kaygısının tedavisine yönelik olarak yaptığımız görüşmelerde, aileler, çocuklarının aynı sınavı evde yaptığında çok daha başarılı olduğunu ifade etmekteler. Sınavlarda aşırı kaygı yaşayan çocuk ve gençler de sınavlarda bildikleri soruları bile yapamadıklarını, “ hiçbir bilgiyi hatırlamıyormuş gibi” hissettiklerini söylemekteler. Çocuk ve gençlerle yapılan konuşmalar derinleştirildiğinde, akıllarından, sınavda olabileceklerle ilgili, sınavın sonucu ile ilgili, hayatlarının daha sonra ki süreci ile ilgili, evde aileleri ile yaşanabilecek olumsuz durumlarla ilgili birçok düşünce geçtiği görülmekte. Herhalde sınav sırasında hiç işe yaramayacak bu düşüncelerin sınav performansını ne kadar kötü etkilediğini söylememe gerek yok. Genelde sınav kaygısının nedeni de, bu işlevsiz düşüncelerin aklımızda dönüp durması… Çocuklar ve gençler, bu düşüncelerinin ne kadar sorun yaratıcı olduğunu daha ilk görüşmede fark etseler de, bu düşünceleri nasıl uzaklaştıracaklarına dair bir fikirleri genelde hemen oluşmuyor. Ancak konuştukça olumsuz düşünceleri büyütmek yerine daha gerçekçi ve olumlu düşüncelerin oluşması ve buna bağlı olarak da işe yarayan bir kaygı düzeyine ulaşılması mümkün oluyor. Çoğu zaman durum böyle olsa da, bazen kaygıyı yatıştırmak için ilaç kullanımına da gereksinim duyduğumuzu söylemeliyim.

Hepimiz çocuklarımıza güzel bir gelecek yaratmaya çalışıyoruz. Birçok fedakarlıkla eğitimleri için en iyi olanakları elimizden geldiğince sağlıyoruz. Bu bazen onların da bizim çabalarımızın altında ezilmelerine ve kaygılarının artışına neden oluyor. Eğitimleri için gösterdiğimiz özeni, hissettikleri için de göstermemizin onları rahatlattığını, kaygılarını azalttığını ve öğrendiklerini hayata geçirmeyi kolaylaştırdığını düşünüyorum. 

Dr. Egemen Aktaş

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı

Antalya