Yeme Sorunlarına Yaklaşım

Yazar : Dr. Egemen Aktaş
Tarih : 29/09/2014

Yeme Sorunlarına Yaklaşım

Çocuğum yemek yemiyor.

Kilo alamıyor.

Yeni tatları denemiyor. Hep aynı yiyecekleri istiyor.

Çaresiz televizyonun karşısında yediriyoruz.

Artık zorla yedirmeye başladım. Reddediyor. Kusuyor.

Annem siz bu çocuğa bakamıyorsunuz diyor.

Herhalde yeme sorunları olan çocukların aileleri için bu cümleler yabancı değil. Dahası da var. Başka çocuklarla kıyaslamalar, yetersizlik hissi, iyi bakamadığına dair düşünceler…

Oysa bilgilerimiz çocukların yetersiz kilo alımına neden olan yeme reddi düzeyinin % 1-2 ‘yi geçmediği şeklinde. Gerçekten bebeklerde yeme bozukluğu diye bir tanı var ve bu bir hastalık. Ancak görüştüğüm çocukların büyük bir kısmında yeme bozukluğu tanısı koymak için yeterli veri bulunmamakta. Bu açıdan ben özellikle yeme bozukluğu gibi düşünülen ancak gerçekte böyle bir tanıya girmeyen yeme sorunları ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağım.

Öncelikle yeme sorunları genelde 12. Ay sonrası ortaya çıkıyor. Bu dönem hepimizin bildiği gibi ek gıdaya geçilen, anne sütünün artık yetersiz kaldığı dönem. Ek gıdaya geçişle birlikte artık bebek yeni tatları denemek zorunda kalıyor ama bence daha önemlisi anne yedirmek için daha aktif bir çabaya girmeye başlıyor. Eğer bu dönemde çocuğun yeme ile ilgili sorunu yoksa, verilen yeni besinleri alıyorsa, aşırı bir itiraz geliştirmiyorsa sorun yok. Ancak aksi durumda hızla bir kısır döngünün içine giriliyor. Bebek besinleri reddettikçe artan, anne ya da baba zorladıkça reddetmenin pekiştiği bir kısır döngü… Daha önceki dönemde hem beslenme hem rahatlama işlevi gören süreç artık bir eziyete dönüşüyor. Ailelerin çoğu zaman en önemli gündemi beslenme olmaya başlıyor. Daha beslenme başlamadan duruma ilişkin endişeler beliriyor, süreç bir savaş halinde geçiyor ve sonuçtan her iki tarafta mutlu olamıyor.

İlk işimiz bu kısır döngüyü kırmak…

Öncelikle beslenme faaliyetini daha eğlenceli bir hale getirmeliyiz. Bunun için çocukların zorla beslenmesini hızla hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor. Kafasını diğer tarafa çevirdiğinde aslında bize hayır dediğini fark etmeli ve bu aşamadan itibaren çocuğumuzu yemeye zorlamamalıyız. Ve mümkün olan en erken zamanda çocuğumuzun kendi başına beslenmesini sağlayacak şekilde eğitim vermeliyiz. Çocuklarımızın yemek istediği miktarı kendilerinin belirlemesine izin vermeliyiz. Daha önce annesini emerken miktarı kendisinin belirlediği gibi…

İkincisi, çocuklarımızı mümkün olduğunca televizyon vb. araçlarla kandırarak değil, ne yediğini ne kadar yediğini fark etmesini sağlayacak şekilde beslemeliyiz. Hipnotize olmuş bir şekilde beslenen  çocuklar, bu ortamın sağlanmadığı diğer durumlarda, örneğin ev dışı bir ortamda yemek yemiyorlar. Hatta çoğu zaman aileler evdeki ortamı sağlayabilecekleri mekanlara gitmeyi tercih ediyor.

Çocuğumuzu başka çocuklarla beslenme açısından kıyaslamamalıyız. Bazı çocuklar gerçekten sorunsuz yemek yer. Her çocuk için yeterli yemek miktarı farklıdır. Çocuğumuzun gelişmesi normal sınırlarda ise, boyu uzuyor ise, sık sık hastalık geçirmiyor ise, ek başka problemler ortaya çıkmıyor ise yeterli besleniyor demektir.

Çocuğunuzun yemek yemesi ile ilgili bir sorun olduğunu düşünüyorsanız, bir uzmana danışmanızı şiddetle öneririm. Çok kolay çözülecek bir problemi büyütmemek, kısır döngüyü bir an önce kırmak için…

Dr. Egemen Aktaş

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı

Antalya

yeme sorunları

yeme sorunları