DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Yazar : ÇOCUK ERGEN PSİKİYATRİSTİ UZM DR EGEMEN AKTAŞ
Tarih : 23/03/2015

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu

Küçük çocuklarla yaptığım görüşmelerde genelde şu cümleyi kurarım;  “Farkındaysan ben bildiğin doktorlara pek benzemiyorum. Beyaz önlük giymiyorum, muayenemi genelde konuşarak yapıyorum. Bana çocuklar dikkat sorunları, bazı korkular, ders başarısızlıkları, arkadaşlarıyla uyum sorunları, zararlı bazı alışkanlıklar nedenleriyle başvuruyorlar. Ben de çocukların bu sorunlarını çözmek için onlara yardımcı oluyorum” derim…

Çocuk psikiyatrisine yapılan başvuruların en sık nedenlerinden biri dikkat sorunlarıdır. Ya da başka bir deyişle Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) şüphesidir. Yönlendirme sık sık öğretmenlerce ya da ailenin veya yakın çevrenin fark etmesi ile gerçekleşmektedir. Aileler birçok kaygı ile çocuk psikiyatrisine başvururlar. Çünkü konu ile ilgili çok farklı, bazı zamanlar da yanlış bilgiler ağızdan ağıza ya da şuan benim de kullandığım internet ortamında fazlasıyla dolaşmaktadır. Bu yazı bu kafa karışıklığını biraz olsun gidermek, aile ve öğretmenlere yol göstermek amacıyla kaleme alınmıştır.

Nedir Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu?..

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, dürtüsellik gibi üç ana alanda belirtilerle karakterize bir durumdur. Sadece dikkatsizlik belirtilerinin olduğu duruma dikkatsizliğin önde gittiği tip denir ve en sık gözlenen formdur. En az gözlenen formu sadece aşırı hareketliliğin gözlendiği hiperaktivitenin önde gittiği tiptir. Yine sık gözlenen son formu ise dikkatsizliğin, aşırı hareketlilik ve dürtüselliğin olduğu birleşik tiptir.

Dikkat Eksikliği belirtilerini gözden geçirmek gerekirse; çocukların dikkat süresi yaşına ve bilişsel gelişimine göre kısadır, dikkat çok çabuk çeldirilebilir, çocuklar dikkat gerektiren işlerden kaçınır, dikkatsizlik yüzünden basit hatalar yapabilirler, unutkanlık, dağınıklık, düzensizlik belirgin düzeyde olabilir. Unutulmaması gereken en önemli nokta, dikkatin her durumdan etkilenen bir fonksiyon olduğu ve her kısa süreli dikkat sorununun Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olarak değerlendirilmemesi gerektiğidir. Bu durumun günlük yaşantıyı etkileyecek düzeyde olması, farklı ortamlarda gözlenmesi ve süreklilik göstermesi tanı için gerekmektedir.   

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun aşırı hareketlilik belirtileri görece daha kolay gözlenebilen, ailelerce, öğretmenlerce ya da çevredeki insanlarca daha kolay fark edilebilen belirtilerdendir. Çocuk psikiyatristlerinin en sık duyduğu cümlelerin başında “Kıpır kıpır, hiç yerinde durmuyor”, “Yerine oturmuyor”, “Düz duvara tırmanıyor” gibi ifadeler gelmektedir. Birçok ortamda gözlenebilen bu aşırı hareketlilik özellikle ailelerin sınır koymakta zorlandığı bazı durumlarda artış gösterebilir. Bu ortamlar aile büyüklerinin yanı ya da bir alışveriş merkezi olabilir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun dikkatsizlik belirtileri sıklıkla çocuk okula başladığında ön plana çıkmaktadır. Hem veli, hem de öğretmen bazen de çocuk dikkat sorunlarını fark etmeye başlar. “Zeki ama dersi dinlemiyor”, “Bir şey söyleyince dinlemiyormuş gibi bakıyor, aklı sanki hep başka yerde”, “Okurken satır atlıyor, yazarken harf atlıyor” gibi ifadeler ile kliniğe başvuran çocuklar eğer doğru zamanda doğru şekilde tedavi görmezler ise, okul başarıları beklenenin ve olması gerekenin altında kalmaktadır. Bu çocuklar dağınık, unutkan, tembel olarak bir süre sonra etiketlenmektedirler.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun dürtüsellik belirtileri genellikle yaşıtlarıyla yaşanan tartışma ve kavgalar, aileye karşı ani çıkışlar ile ön plana çıkar. Bazen yeme bozukluğu, kleptomani, tırnak yeme, saç koparma gibi dürtü kontrol bozuklukları da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda görülebilir. Tik bozuklukları ve takıntılar da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğuna eşlik eden bazı durumlardır.

Tedavi aşamasına gelinene kadar bazen zaman kaybedilir. Bu zaman kaybının sebepleri arasında ailenin sorunu kabullenememesi, çevrenin bu çocuk “yaramaz” şeklindeki tutumları, okulda ya da kreşte eğitimcilerin dikkat eksikliği hiperaaktivite bozukluğu hakkında yeterli bilgiye sahip olmamaları, çocuğu düzenli takip eden doktorunun ya da aile hekiminin belirtileri sorgulamaması sayılabilir.

Tanı koyma aşaması kesinlikle bir Çocuk Ergen Psikiyatristi rehberliğinde ve denetiminde olmalı, tedavinin düzenlenmesi de yine bir Çocuk Ergen Psikiyatristi tarafından yapılmalıdır. Son günlerde bilimsel olarak geçerliliği tartışmalı olan ve aslında tıbbi tedaviye ancak destek olabilecek çeşitli yöntemler hekim dışı personel tarafından aile ve çocuklara önerilmekte ancak genelde bu durum tedaviye başlanmasını geciktirerek çocuğun akademik başarısını ve sosyal uyumunu bozmaktadır.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun tanısına bazen bir günde bazen bir yılda karar verilir. Ayrıntılı psikiyatrik görüşme ve değendirmeler yapmak, çeşitli psikometrik test ve ölçeklerden destek almak çoğunlukla tanıyı desteklemek için uygulanmaktadır. Tanı koyma aşamasında asıl önemli olan öyküye dayalı klinik görüşmeler yapmaktır.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun tedavi aşamaları çocuğun ya da gencin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Davranışçı yöntemlerden ve uygulamalardan destek alınır, ilaç kullanımı, bireysel psikoterapi ve aile terapileri ile belirtilerin kontrol altına alınması ve işlevselliğin normale dönmesi sağlanır. Çocuklarla ve ailelerle tedavi sonrası yaptığım görüşmede sıklıkla şu ifadeyi duyarım; “Sanki hayatımıza sihirli bir değnek dokundu” …

Uzman Dr. Egemen Aktaş

Çocuk Ergen Psikiyatristi

ANTALYA 2015